davul

davul
阿́ is.
1. 大鼓
2. 俗́ 屁股, 臀部, 大腿
-in \davul (birinin) boynunda, tokmak (bir başkasının) elinde olmak 受指使, 当枪手; 被人当猴耍: Davul senin boyunda tokmak Ahmet’in elinde, seni araç yapıyor. 你被艾哈迈德当枪使, 被利用了。\davul çalmak 1) 敲鼓 2) 转́ 四处张扬 3) 转́ 一再解释, 一再讲解: Herifçioğlu kandıralı, davul çalsan yine anlamaz. 这家伙是个傻子, 你怎么说他也不明白。\davul çalsan işitmez 1) 全聋的 2) 睡得死的, 沉睡的 3) 沉醉于…的, 痴迷于…的, 醉心于…的 \davul dövmek 击鼓 \davul etmek 激怒 \davul gibi 1) 全聋的: Gürültüden kafam davul gibi şişti. 吵得我什么也听不见了。 2) 胖鼓鼓的, 胀鼓鼓的 \davul tozu 俗́ 白日梦 \davula dönmek 1) 受到噪音的骚扰 2) 膨胀, 鼓起来 \davulu yarık 俗́ 满嘴跑舌头的人, 守不住秘密的人 \davulun tokmağı elinde olmak 转́ 大权在握, 掌握领导权
◆ Davul dengi dengine çalar. 男婚女嫁要想好, 门当户对最重要。Davulu biz çaldık, parsayı başkası topladı. 我们卖力他受益, 尽为他人做嫁衣。Davulun sesi uzaktan hoş gelir. 鼓声悦耳四方传, 鼓手艰辛谁人知。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • Davul — Other names Davul, Tapan, Tabl, Daouli, Dobă, Lodra, Goch Classification Percussion instrument (membranophone) Playing range …   Wikipedia

  • Davul — Karagöz mit Davul Die Davul, auch Dahol; ist eine zweifellige Rahmentrommel, die im gesamten orientalischen Raum verbreitet ist. In Osteuropa, wo sie vor allem in der Volksmusik der Balkanvölker verankert ist, wird sie Tapan (bulgarisch Тъпан)… …   Deutsch Wikipedia

  • davul — is., müz., Ar. ṭabl Büyük ve enlice bir kasnağın iki yanına deri geçirilerek yapılan, tokmak ve değnekle çalınan çalgı, bateri Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum. F. R. Atay Birleşik Sözler davultozu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Davul — Zurnas et davuls joués par des Tsiganes. Pour les articles homonymes, voir Dammam. Le davul (Turquie, Arménie …   Wikipédia en Français

  • davul — is. mus. İki tərəfinə dəri çəkilmiş, xüsusi ağacla vurularaq, güclü səs çıxaran zərbli musiqi aləti; təbil. Vur, çatlasın davulu; Topla eli, avulu; Oynat qızı, oğulu; Bir qardaş deyilmiyik? Ə. C.. Toyda vurulan davul səsləri dağları tərpətmişdi.… …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

  • davul — boran ve furtuna, rüzgyar i şedid; Samarkanda karib bir mevki ismi dir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • davul birinin boynunda, tokmak bir başkasının elinde — sorumluluk birinde olmasına karşın bir başkasının sözü geçiyor anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • davul çalmak (veya dövmek) — 1) davula vurarak ses çıkarmak 2) mec. bir şeyi herkesin haber alabileceği biçimde ortalığa yaymak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • davul çalsan işitmez — 1) sağır 2) uykusu çok ağır, derin uykuda …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • davul dengi dengine diye çalar — evlenecek kimselerin birbirlerine denk olması gerekir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • davul gibi — şiş ve gergin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”